Soru şu: Sizin şirketiniz, markanız dijitalleşmenin neresinde? Derdiniz sosyal medyayı mı kullanmak, yoksa markanızı dijitalleştirmek mi? Eğer iş yapış tarzınızı ve organizasyonunuzu geleneksel yapıda tutup sosyal medyanın etinden ve sütünden yararlanmayı hayal ediyorsanız size geçmiş olsun! Yok, olan, olmakta olan ve olacak olana dair güçlü bir idrake sahipseniz gelin şimdi bunu daha görünür hale getirelim…

Sosyal medya, sosyal medya pazarlaması, dijital pazarlama gibi kavramlar işletmelerin, markaların son yıllarda çokça hemhal oldukları kavramlar. Bu kavramlar dizgesini malum epey uzatmak da mümkün. Hele yeni nesil iş unvanlarını da eklediğinizde bu yelpaze epey genişliyor.

Ama benim görebildiğim kadarıyla ve son zamanlarda sıklıkla kullanılagelen haliyle iş gelip “dijitalleşme” kavramına dayanmış durumda… Örneğin sosyal medya hesaplarınız sürecin artık bir alt segmenti. Facebook, Twitter, Instagram, Youtube gibi sosyal ağlarınızı da kapsayan daha geniş bir şemsiye var artık: “Dijitalleşme”.

Bugüne kadar işinizi(ürün ve hizmet geliştirme süreçleriniz) geleneksel modeller içerisinde yürütürken sosyal medyayı bir pazarlama ve satış kanalı, fırsatı olarak görüp kullanmaya çalıştınız. Ama dijitalleşme ile birlikte oyunun kuralı değişti.

Özel yazılımlar, programlarla ürettiğiniz tüm ürün, hizmet, müşteri otomasyon sistemleri ve yakında çok daha güçlü biçimde iş süreçlerine dahil olacak “Bulut Teknolojileri”, “Nesnelerin İnterneti” ile birlikte bu şemsiye, dijitalleşme daha da belirgin hale gelecek.

O halde soru şu: Sizin şirketiniz, markanız dijitalleşmenin neresinde? Derdiniz sosyal medyayı mı kullanmak, yoksa markanızı dijitalleştirmek mi? Eğer iş yapış tarzınızı ve organizasyonunuzu geleneksel yapıda tutup sosyal medyanın etinden ve sütünden yararlanmayı hayal ediyorsanız size geçmiş olsun! Yok, olan, olmakta olan ve olacak olana dair güçlü bir idrake sahipseniz gelin şimdi bunu daha görünür hale getirelim…

  • Bir kurucu, devrimsel vizyona ihtiyacınız var.

Teknolojinin değişmesi bireyler ve işletmeler için evrimsel imkan sunuyor. Öncü teknolojiler, bilgisayarlar, veri iletim hızları yavaştan hızlıya doğru evriliyor. Bunu anlamak için bilgisayarların, cep telefonlarının geçirdikleri değişim süreçlerine bakabilirsiniz. Bireyler ve kurumlar da bu değişim temposuna uyum sağlayarak yıllar itibariyle bu evrimsel dönüşümü sağlıyorlar.

Bill Gates’in 1993 yılında Windows NT ile sağladığı büyük teknolojik atılımı ve 1999-2000 yılındaki “dat.com” fırtınasını eşik olarak alırsak o günden bu yana yaşananların artık “evrimin” bir “devrim” ile tamamlandığını ya da 3-5 yıl içerisinde tamamlanmak üzere olduğunu görebiliyoruz.

Yani teknolojinin yarattığı fırsatlarla parçalı olarak ilerleyen değişim süreci, puzzle’ın parçalarının tamamlanmasıyla “yeni bir ekosisteme” ve “iş yapış şekline” dönüşmüş durumda. “Dijital mal varlıklarınız” bugün aynı zamanda markanızın var olup olmayacağı anlamına geliyor.

Kişilerin (yurttaş/tüketici/müşteri) gündelik yaşamlarını her gün dijital üzerinden kurduğu, sosyal varlıklarını inşaa ettiği (dijital yurttaş) koşullarda 20 yıllık evrimsel sürecin devrimle tamamlandığını kavramadan yol almanız artık mümkün değil.

Bunun için şirketiniz için büyük bir vizyona, radikal bir hamle için her şeyi yeni baştan planlamaya ihtiyacınız var. Bu, bir numaralı kural. İşletmenin kurucusu olarak bunu sizden başkası sağlayamaz. Ama söz konusu Türkiye ise aile şirketlerinin zorlukları, şirket yönetim kurullarındaki karmaşalar, üst düzey ve hemen altındaki yönetim kadrolarındaki bilgi ve vizyon eksiklikleri bu devrimsel vizyonun oluşmasını ne yazık ki engelliyor. Bu nedenle Türkiye’de birçok şirket önümüzdeki yıllarda batacak.

İşletmenizde atayacağınız bir ya da birkaç kişi, ya da yetkilendireceğiniz bir departman sizi dijitalleşmeye hazırlayamaz. Tüm departman ve birimlerin, tüm çalışanların (Yönetim Kurulu Başkanı, CEO da dahil) dijitalleşmeyi kavraması ve sürece dahil olması gerekir.

  • Dijitalleşme, bir kişi ya da departmana değil, işletmenin bütününe ait bir süreçtir.

Eğer, devrimsel vizyon eşiğini aşmayı başarabilirseniz, sonraki aşamanız bu vizyonu hayata geçirecek bir stratejik planlama ve organizasyonel hazırlık olacak. Neyi istediğinizi, varmak istediğiniz yeri kavramaz, ona yönelik bir strateji, plan geliştirmezseniz enerjinizi ve kaynaklarınızı verimsiz kullanmanız kaçınılmaz. İsteğinizin olması hedefe ulaşmanız için yetmez. İşletmenizde atayacağınız bir ya da birkaç kişi, ya da yetkilendireceğiniz bir departman sizi dijitalleşmeye hazırlayamaz. İşletmenizdeki tüm departman ve birimlerin, tüm çalışanların (Yönetim Kurulu Başkanı, CEO da dahil) dijitalleşmeyi kavraması ve sürece dahil olması gerekir.

Bunu şu örnekle açıklayabiliriz…

Eğer basılı bir gazete yayınlıyorsanız iş modeliniz bellidir. Gazeteyi kağıt, matbaa ve dağıtım ağı üzerinden planlamanız gerekir. Okura ulaştıracağınız bilgi, gazete sayfa sayısı, sayfa ebatları ve zaman kısıtıyla sınırlıdır. Muhabir, yazar, editör ve yayın yönetmenini bu ölçüler kısıtlar, ona göre haber ya da yazılarını hazırlarlar. Elbette, her gün belli bir saate kadar haberlerini, yazılarını tamamlamaları gerekir. Editör ve yayın yönetmeni de yine belirlenen saate kadar gazeteyi baskıya hazır hale getirmeli ve matbaaya göndermelidir. Baskıdan sonra sabah gün ışıyana kadar uçak ve kamyonlarla dağıtım işlemeye başlar. Gazeteler bayiye ulaşır ve okurlar bayiye giderek gazetelerini satın alır ve okurlar. Bu iş modelinin bir organizasyon ve iş süreci vardır. Çalışanların iş üretme yetenekleri, çalışma ilişkileri, kültürel değerleri de buna göre şekillenir. Bunu besleyen, ayakta tutan denge gazeteyi yayınlayan (sahibi) ile satın alan (okur) arasındaki bağla korunur. Bu bağ zayıfladığı ve giderek koptuğu zaman denge de bozulur.

Yani, okur haber alma, bilgi edinme ihtiyacını sabaha kadar beklemeden, bayiye kadar yorulup, boyalı kağıttan okumaktan vazgeçerek online kanallar üzerinden karşılamaya başladığı anda artık yeni bir denge arayışı süreci başlamış demektir.

Bir gazete yayıncısı olsaydınız bugün ne yapardınız? Bir, bugüne kadar bildiğinizi yapmaya devam eder, saatler, dakikalar içerisinde eskiyen, tüketilen haberleri kağıda basar, kamyonlara yükler ülkeye dağıtmaya devam edersiniz. İki, ya da okuyucu eğilimlerini takip ederek onların beklentilerine uygun bir iş modeline geçersiniz; yani online yayıncılığa yönelirsiniz. Eğer dijital medyanın hakimiyetinin kaçınılmaz olacağını göremiyor ve buna göre hazırlık yapamıyorsanız gönül rahatlığıyla gazetenin iflasına hazırlanabilirsiniz.

Peki, gazetenizi dijital medyaya dönüştürmek istiyorsanız ne yapacaksınız? İşte, kritik eşik burada. Eğer artık kağıt olmayacaksa, dağıtım ve bayi ağı devreden çıkacaksa yepyeni bir iş modeli var demektir. Yeni iş modelinde artık bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar var demektir. Haberi, bilgiyi dağıtım araçlarınız kağıt değil, artık haber siteniz, mobil uygulamalarınız olacak demektir. Muhabirleriniz, editörleriniz, yazarlarınız varlığını korusa da artık kağıda göre değil online göre hareket etmek zorunda kalır. Reklam departmanızızın çalışma modeli kökten değişir. Okurlar artık pasif bir tüketici değil, yorum ve tepkileriyle aktif katılımcıya dönüşür. Üstelik tüm bunlar zaman ve mekan bağımsızlığı içerisinde olur.

Basılı bir gazete ve sahibi için temelde dijitalleşip dijitalleşmeme kararı temel bir sorun ve stratejik karar eşiğidir. Belki basılı gazeteye paralel bir web sitesiyle süreci idare etmiş olabilir; ama bir dijital yayına dönüşmek bir organizasyonu üretim, dağıtım, pazarlama ve satış modeliyle birlikte dönüştürmek demektir ve çoğunlukla bunu sağlayan, zorlayan da müşteridir(okur).

Eğer gazete dijitalleşmeye karar verdiyse teknolojik olarak bu altyapıyla donanmalı. Bu teknolojiye adapte bir organizasyon modeli olmalı. Bu organizasyona hayat verecek bir çalışan yeterliliği, planlaması olmalı ve nihayetinde ortaya çıkacak ürün ve hizmet bu yeni denge içerisinde müşterinin beklediği, ihtiyacını karşılayan bir sonuç üretmeli.

Kişisel vizyonunuz, girişimci zekanız, değişim cesaretiniz ile karar alma, süreç yönetimi beceri ve yeteneğiniz işletmenizin, markanızın da kaderini belirleyecek!

Bu örnek birebir tüm sektörlerin ve işletmelerin durumuna açıklık getirecek bir örnek olmayabilir. Elbette, her sektörün ve işletmenin kendine özgü farklılıkları, ürün ve hizmet derinlikleri; teknolojik değişim, gelişim, değişim süreçleri olabilir. Ama görünen köy kılavuz istemez. Her sektör ve işletme eninde sonunda dijitalleşmeyi tadacak. Önemli olan sizin dijitalleşmeye hangi evrede dahil olacağınız. Öncü, lider mi olacaksınız, yoksa işletmenizin terminal döneminde panikle sağa sola mı saldıracaksınız…

Kişisel vizyonunuz, girişimci zekanız, değişim cesaretiniz ile karar alma, süreç yönetimi beceri ve yeteneğiniz işletmenizin, markanızın da kaderini belirleyecek!

CEVAP VER

Yorumunuzu giriniz!
Bu bölüme adınızı giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.